27-28 Aralık 2017: Yüzen Uros Adaları

Titikaka Gölünün Bolivya kısmını ziyaretten sonra yol arkadaşım Matthias’la yoldaşlığımızın son durağı Puno’ya vardık. Puno hakkında iyi/kötü olduğuna dair yorumlar okumuştum ama yüzen adalar ve Ayamara halkı hakkında hiç bir bilgim yoktu. Burası Matthias’ın listesinde olunca ben de ona katılmaya karar verdim. Internnetten adayı biraz inceleyince günübirlik ziyaret yerine en az bir gece kalmak gerektiğine karar verdik.

Yerel halk, modern hayatın internet gibi bazı kaçınılmaz gereklerini edinmiş olsalar da, hala yüzyıllardan kalan yaşama tarzlarını kuvvetli bir şekilde koruyorlar. Bu da demekki hayatları oldukça zor ve hayatlarını idame etmek için fiziken çok çalışmaları gerekiyor (birazdan paylaşacağım mutfak taşıma hikayesi). Kış ayları özellikle zor aylar hele yağmur yağıyorsa. Yaşadıkları evler çok küçük dolayısıyla kış ayında soğukta böyle küçük alanda tıkılıp kalmak zor olmalı.

Fakat tüm bunlara rağmen ben onların muhteşem müşteri hizmetleri ve süper sofistike rezervasyon sistemlerine hayran kaldım.

Size ada ziyaretimizi ben değil arkadaşım Matthias anlatıyor. Kendisi adaya yolculuğumuzu ve deneyimimizi Almanca (İsviçre) ve Inglizce olarak yazdı bana da bunu harfi harfine Türkçeye çevirmek kaldı. Resimler de onun keskin kamerasından.

Teşekkürler Matthias!

—————Yüzen Uros Adaları (Matthias Graber) —————-

Uros halkı Titikaka Gölü üzerinde nesiller boyunca yaşamaktadır. Hayat kaynakları olarak kendilerine üzerinde bir ya da iki aileyi ikame ettirecek küçük adalar inşa etmektedirler. Adalarını ve evlerini inşa etmekte kullandıkları malzeme “reed” adlı bir bitki ve kuvvetli inşaat malzemesi teşkil etmekte. Her küçük ada en az 10 küçük baraka yapısını barındıracak alana sahip.

Uros ziyaretimiz günübirlik bir ziyaret olacaktı aslında ama Gülay ve ben son anda en az bir gün adada kalmaya karar verdik. Bu kararın bir sebebi de Booking.com’da otelin konumu olarak Lake Titikaka gölünün ortasını göstermesiydi. Uros adasında kahvaltı, internet ve gerekli tüm ihtiyaçlarınızı barındıran bir otel ?! Hayal kırıklığına uğramayacağımıza emindik. Tabî öncelikle bizi akbaba gibi bekleyen, hiç bir turistin kaçırmaması gereken muhteşem fiyatlar sunan (!) turist avcılarından sağsalim kurtulmamız gerekiyordu.

Otobüs durağından bizi Uros adalarına götürecek tekne limanına yürümek mümkün. Büyük bavullarımızı otobüs terminalinde depolayıp küçük çantayla seyahat etme kararımıza hiç pişman olmadık ve kuvvetle öneriyoruz. Uros adalarına giden çok düzenli turist tekneleri var. Fakat, sonradan öğrendikki bu tekneler aslında bizim gibi belli bir yüzen adada kalanlar değil, günübirlik turistler için. Dolayısıyla kendimizi birazdan bu tekneyle gittiğimiz adadan da kurtarmamız gerekecekti. Tekne bizi tüm turistlerle birlikte, kalmak istediğimiz ailenin adasıyla hiç alakasız bir adada indirdi. Grubu kendini “başkan” olarak tanıtan biri karşıladı ve kısaca ada hayatını anlattıktan sonra bize $30 tutarinda bir tur satmaya çalıştı, eğer istemezsek geldiğimiz teknede tura gidenleri beklememiz için bizi geri tekneye yöneltti. Biz “başkan”a tekneye bu tura katılmak değil otele gitmek üzere bindiğimizi açıklayınca “başkan” bize olan ilgisini kaybetti. Anladıkki işi kendi ellerimize almak gerekti. Şansımıza teknenin kaptanı bize yardım etmeye karar verdi ve telefonuyla otelimizi aradı. 10 dakika sonra Felix ve küçük oğlu Axael gelip kendi tekneleriyle bizi alarak Güneş ve Ay Oteli olan güzel evlerine götürdüler. Evlerini görür görmez aşık olduk!

Felix burada ailesiyle yaşıyor ve toplam 12 misafiri ağırlayacak kapasitesi var. Adanın huzuru gerçekten hiçbir şeyle kıyaslanamaz. Bir kaç sandaliye, güneş şemsiyesi (her şey reed bitkisinden yapılıyor) ve bize güneşlenmek için muhteşem şezlong bile var. Tüm aile bizi sıcacık karşılıyor. Felix’in oğlu küçük Axael benim aldığım küçük gitara merak sarıp hemen bizi müzikle eğlendirmeye başlıyor. Odalarımız denizi gören küçücük barakalar. Yolculuğumuzdan karnımız aç olduğu için bize küçük bir yemek hazırlanıyor akşam yemeği için de mısır, patetes ve tavuk içeren mütevazi fakat kuvvetli ve lezzetli yemek var!

Güneş ve Ay Otelinde modern hayattan kendimizi tamamen soyutlayıp kelimenin tam anlamıyla uzaklaşabildik. Buranın havası ve hayatı tüm keyfiyle yaşama enerjisi insana bulaşıyor. Muhteşem ve emsalsiz bir deneyim.

1 . Güneş ve Ay Oteli toplam 12 kişiyi ağırlayacak kapasitede ve geceyi geçirebileceğiniz eşsiz bir deneyim sunuyor.

2 . Koşullar da göze alınırsa comfor oldukça lüks: rahat uyuma kabinleri, elektrik, internet, temiz banyo ve tuvaletler, oturma alanı ve hatta manzara izleyebileceğiniz gözlemleme kuleleri

3 . Yemekler hassas yabancı midelerin de tolere edecekleri düzeyde ve oldukça lezzetli.

4 . Adaya gelmeden önce aile ile direk temasa geçmenizi öneriyoruz.

5 . En az bir kaç gün kesinlikle kalmanızı tavsiye ederiz. Ayrıca otel çocuklu aile ziyareti için çok elverişli.